Lazer Destekli Diş Hekimliği

blog4

Lazer Nedir?

Lazer, bir ışık kaynağıdır. Işığın uyarılması ile elde edilmiş güçlendirilmiş ışık demeti anlamına gelen “Light Amplification by Stimulated Emission of Radiation” kelimelerinin baş harflerinin bir araya gelmesiyle oluşan “Laser” kelimesi dilimize lazer olarak yerleşmiştir. Lazer teknolojisi ilk kez 1960lı yıllarda geliştirilmiş olup günümüzde pek çok sahada farklı amaçlar için yaygın olarak kullanılmaktadır. Diş hekimliği ve tıp alanında tedavi ve kozmetik amaçlı uygulamaların yanı sıra DVD okuyucular, barkod okuyucular, ışık gösterileri, özel efektler, ağır sanayi ve kuyumculuk için metal ve değerli taşların kesimi gibi işlemler için de lazer teknolojisinden yararlanılmaktadır.

Sıradan ışık kaynaklarıyla kıyaslandığında lazerin en belirgin özellikleri şunlardır: Lazer ışınları tek dalga boyuna sahiptir. Kısa dalga boylu ve yüksek frekanslı ışınlar uyum içinde hareket eder, dağılmaz. Lazer ışınları yönlendirilebilir.

Bu özellikleri sayesinde lazer ışınları, sıradan ışık kaynakları gibi dağılmaz ve gücünü yitirmez. İlk uyarılan atomlardan yayılan fotonlar, lazer cihazının iki yüzeyi arasında gidip gelirken tek renkli, oldukça düz, yoğun ve aynı fazda paralel dalgalar halinde genliği yüksek bir ışık demeti üretir. Elde edilen kayıpsız, yüksek enerjiyle kesme, delme gibi işlemler hızlı ve verimli bir şekilde yapılır.

Diod Lazerler

Diş hekimliği pratiğinde en yaygın kullanılan lazer, Diode lazerlerdir. Piyasada 810, 940 ve 980 nm olmak üzere üç farklı dalga boyu mevcuttur. Her üç dalga boyu da renkli dokularda mükemmel şekilde absorbe edildiğinden hızlı ve kanamasız cerrahi işlemlere olanak sağlar.

Diod lazerlerin kullanım alanları:
Endodonti (Kök kanal tedavisi):

Geniş lezyonlu dişlerin kanal tedavisi sırasında veya başarısız kanal tedavilerinin yenilenmesinde dezenfeksiyon amaçlı diod lazer kullanımının, tedavinin başarı oranını arttırdığı bilinmektedir.

Ağız içi lezyonların tedavisi:

Halk arasında Uçuk diye bilinen Herpes Simplex deriyi, özellikle de dudak kenarını tutan ve tekrarlayan virütik bir hastalıktır. Bir kez vücuda giren Herpes virüsleri ilk lezyonun çıktığı en yakın sinir ganglionuna yerleşir ve vücut direnci düştüğünde hastalığın tekrarlamasına yol açar. Soğuk algınlığı, grip, stres, yorgunluk, uykusuzluk, kadınlarda hormonal değişiklikler, güneş ışığına aşırı maruz kalma, ağır diabet, diş hekimliği tedavileri sırasında ağzın uzun süre açık tutulması, çok açılması, dudak ve dilin ekarte edilmesi Herpes Simplex virüsünü aktive eden faktörler arasındadır.

Kaşıntılı, ağrılı, içi sıvı dolu vezikülller (kabarcıklar) patlar ve üzeri kabuk bağlar. İyileşme süresi 7-14 gün arasıdır. Konvansiyonel tedavilerde kullanılan topikal asiklovir virüstatik etkili olduğu için virüsleri öldürememekte ancak ağrıyı azaltma konusunda yardımcı olmaktadır. Lezyon aktifken Diod lazerle çalışıldığında lazerin virüsit etkisinden faydalanılır. Virüsler saklandıkları sinir ganglionuna gidemeden öldüğü için tekrar uçuk çıkma riski de azalır. Diod lazerle uçuk tedavisinin ardından klinik görüntüde bir değişiklik olmaz ancak kaşıntı ve ağrı şikayetleri geçer.

Yanak, dudak içi gibi keratinize olmayan oral mukozada çıkan, yuvarlak, bazen oval şekilli, ortası sarı-beyaz fibrin örtülü ülserlere Aft adı verilmektedir. Lezyonun üzerindeki epitel tabakası sıyrılıp alttaki bağ dokusu açığa çıktığı için aftın büyüklüğüne göre artan ağrı şikayetleri hastalığa eşlik etmektedir. Sert diş fırçalama, kızarmış ekmek, balık kılçığı gibi lokal küçük iritasyonlar, stres, dil dudak emme gibi parafonksiyona bağlı travmalar, gastro-intestinal rahatsızlıklar, hormonal değişiklikler, patlıcan, domates, ceviz gibi bazı yiyecekler, çok sigara içenlerin aniden sigarayı bırakması gibi nedenler afta yola açmaktadır. Yüzeyel anestezikler ağrıyı azaltma konusunda yardımcıdır. Lezyonun büyüklüğüne göre 7-10 gün arasında iyileşir. Aft yüzeyine Diod lazer uygulandığında hasarlı doku buharlaşır ve ağrı kontrolü sağlanır.

Oral Cerrahi:

Diod lazer, büyümüş ağız içi dokuların uzaklaştırılması, frenektomi ( yüksek dilaltı ve dudak frenumunun kesilmesi), biopsi gibi cerrahi işlemlerde kullanılmaktadır. Diod lazer enerjisi hemoglobin, melamin gibi pigmentli (renkli) hücrelerde absorbe olduğu için tedaviler hızlı ve kanamasızdır. Post-operatif iyileşme konvansiyonel cerrahi tekniklerine nazaran daha hızlı ve ağrısızdır.