Bize Ulaşın
0286 512 17 17
dentilion.klinik@gmail.com
esenler mahallesi ahmet piriştina caddesi kutluay store Ablok no:22/1 çanakkale
Aklınıza Takılan Sorular mı Var? Sorularınızın Cevaplarına Buradan Ulaşabilirsiniz.
Sorular ve Cevaplar
Dişlerdeki hassasiyetin birkaç nedeni olabilir. Çürükler, diş eti çekilmeleri, diş sıkmaya bağlı minedeki aşınmalar en başlıca nedenler arasında sayılabilir. Hassasiyet çürük nedenli ise dolgu tedavisi yapılması gerekir. diş eti çekilmelerine bağlı hassasiyetler de hassasiyet giderici diş macunları kullanarak uzun vadede ya da klinikte uygulanan ilaçlarla daha kısa vadede çözülebilir. Diş eti çekilmesi sonrası ortaya çıkan kök yüzeylerinde çürük başlamışsa yine dolgu yapılması gerekir. Diş sıkmaya bağlı hassasiyetleri önlemek için dişlerin aşınmasını engelleyen ve geceleri kullanılan plakları yapmak gerekebilir. Bu plaklar ölçü alınarak kişiye özel olarak diş hekiminiz tarafından yapılır.
Ağız kokusunun nedenleri çoğunlukla ağızdaki bakterilerdir bu bakterilerin ağızda birikmemesi için yapılması gereken şey dişlerin düzenli temizlenmesi oluşuyorsa diş taşlarını temizlenmesi ve dişlerin üzerine yapışan gözle görülmeyen ince bir plak tabakası olan ve bakterilere konak olan bakteri plağı dediğimiz tabakanın temizlenmesidir. Yine ağızdaki çürükler dişlerdeki büyük çukurlar Ağız kokusuna neden olabilir. Bunlar için yapılacak olan şey çürükleri tedavi etmek, diş taşı varsa onları temizlemektir. Bunlar diş hekiminiz tarafından yapılır sizin yapacağınız şey düzenli olarak ve doğru bir şekilde diş fırçalamaya devam etmektir. Ağız kokusu nadir olarak diyabet, mide rahatsızlıkları ve bazı akciğer hastalıkları kaynaklı da olabilir. Öncelikle ağız içinin kontrolü yapılmalı burada herhangi bir şey bulunamıyorsa ilgili doktora başvurulmalıdır.
Diş çürükleri tıp literatüründe en sık rastlanılan hastalık olarak tanımlanmaktadır. Ancak önlenmesi de mümkün olan hastalıklardandır. Eğer erken çocukluk döneminde daha süt dişleri ağızda iken düzenli bir diş hekimi kontrolü başlarsa çeşitli önlemler sonucunda diş çürükleri önlenebilir. Ancak unutulmamalıdır ki diş çürüğü başladıktan sonra geriye dönüşü yoktur ve tedavisi ancak dolgu gibi yöntemlerle yapılabilir. Esas olan diş çürüğünün başlamasını engellemektir. Bunun için çocukluk döneminde çeşitli florür uygulamaları (florür gargaraları ve florür jelleri, vernikleri vb)ile müdahale etmek gerekir. Bunun yanında evde yapılacak düzenli ve doğru bir fırçalama alışkanlığı edinmek olmazsa olmazdır. Süt ve kalıcı dişleri yapılan sür örtücü uygulamaları da koruyuculuk anlamında büyük bir başarı sağlamaktadır.
Diş eti hastalıkları genellikle Ağrı yapmaz. İlk belirtileri diş etinde kızarıklık şişlik dokunulduğunda kanama ya da daha ileri aşamalarda kendiliğinden kanamalardır. Nadiren ağızda yaralar oluşturan ve ağrılı diş eti iltihapları da görülebilir. Çok ileri aşamalarda artık dişler sallanmaya başlar. Bu aşamalar son evreleridir ve dişlerin tedavisi zorlaşır. Diş fırçalama esnasında bir kanama ile karşılaşılıyorsa mutlaka diş hekimine başvurulmalıdır.
Dişler ağız içine sürmeye başladıktan sonra çürüme eğilimi de başlar. Çürümeyi önleyecek en önemli şey beslenmenin düzenlenmesi ve diş fırçalama alışkanlığıdır. Bu nedenle süt dişleri çıktıktan sonra bir diş hekimine başvurarak beslenme ve ağız bakımı konusunda genel bilgileri almakta fayda vardır. 6 ay aralıklı olarak çocuğu diş hekimine götürmek birçok sorunun önüne erken geçilmesini sağlayabilir. Çok Küçük yaşlarda uygulama yapmak çok zor olacağı için önleyici uygulamalar koruyucu tedaviler çok önemlidir.
Hamilelik döneminde her türlü tedavi yapılabilir. Ama genellikle en güvenli dönem ikinci 3 aylık dönemdir. İlk 3 ay bebeğe zarar gelme olasılığı son 3 ayda annenin zorlanma olasılığı nedeniyle tercih edilmez. Ancak bu demek değildir ki hamilelik döneminde antibiyotik kullanılmaz dolgu yapılmaz diş çekilmez. İhtiyaç olduğu anda hepsi gerekli önlemler alınarak yapılabilir.